Game Of Thrones 7.Sezon 4.Bölüm (Spoiler İçerir)
THE SPOİLS OF WAR
Ben bu bölüme BA-YIL-DIM.
Uzun zamandır beklenen hareketlilik sonunda kendini gösterdi. Sezonun diğer bölümlerine kıyaslarsak- ki o bölümlerde gayet iyiydi bence-en iyisi diyebilirim.
En son kalbimin bu kadar çarptığı bölüm Hodor'u son gördüğümüz bölümdü.
O yüzden eğer izlemediyseniz beklentinizi yüksek tutmanızda hiçbir sakınca görmüyorum. Yalnız ben dizi sızdığında yani düşük kalitede izledim. İhanet etmiş gibi hissediyorum bu güzel bölüme ama elbette yüksek kalitede tekrar izledim.
Bir önceki bölüm yorumumda "Savaş sahneleri kısa tutuluyor ama sanırım onun sebebi de daha büyük savaşlar göreceğimizden. Umarım öyledir. " demiştim, bunun üzerine böyle bir savaş sahnesi beni çok tatmin etti açıkçası.
Artık bölüm değerlendirmesine geçebiliriz. İzlemediyseniz bundan sonraki kısımları okumayın lütfen, spoiler içermektedir.
Arya sonunda evine döndü. Sansa ile buluşma sahneleri Stark'ların en duygusuz buluşma sahnesiydi diyebilirim. (Sansa-Bran kavuşmasından bile duygusuzdu) Ama önemli olan bu değil, Arya'nın evine gelmesiydi. Elbette Bran ile de görüştü. Bran ona hançeri verdi ve listesindeki isimlerden haberi olduğunu söyledi. Sansa şok Sansa iptal. O Sansa yok mu o Sansa; Brienne ile Arya kılıçla savaşırken nasıl kıskandı fark etmişsinizdir umarım. Öldürecek kişilerinin listesini tutuyorum derken şaka yapmadığını görmüş oldu.
Jon, Dany'e ak gezenlerin gerçekten var olduğuna inandırmak için mağaraya götürdü. Duvarlarda Nights King'i görmüş olduk. Dany her bulduğu fırsatta diz çökmesini söylüyor Jon'a ama bence bu asla gerçekleşmeyecek. Bir çok kişi sahnenin sonunu görmediğimizi, orada Jon'un diz çökmüş olduğunu düşünüyor ama bence öyle bir şey gerçekleşmedi.
Mağaradan çıkışlarından bahsetmişken önemli bir noktayı da atlamayalım. Dany Jon'a ejderhasına binip Kızıl Kaleyi yakmak istediğini bunun hakkında ne düşündüğünü sordu. Jon da kaleleri eritip şehirleri yakmak için ejderhaları kullanırsa onlardan farkının kalmayacağını söyledi. Ancak Dany dinler mi dinlemedi tabi ki de.
Jon ile Theon Greyjoy bir araya geldi. Jon tahmin edildiği üzere yapıştı yakasına ve o her olayda zaten nasibini fazlasıyla alan, yaptıklarının cezasını en çok çeken adam bir darbe de ondan yiyecekti ki... Sansa'yı kurtarman olmasa bizzat gebertirdim dedi.
Gel gelelim bölümün savaş sahnesine. Bu kısma geçmeden önce söylemeliyim ki Game Of Thrones'un en güzel bölümleri arasında ilk 10 a rahatlıkla girer. Heyecanın bitmeden devam ettiği, açık ara görsel sunumun iyi işlendiği bir bölümdü.
Dothraki'lerin gelişi hepimizi heyecanlandırdı. Yüreklerimiz ağzımıza geldi. O nasıl at binmek, o nasıl at üzerinde savaşmak, o hırs o nidalar... Muhteşemdi. Ardından Ejderhasıyla Dany geldi, katliam başladı.
Jaime eski savaşma yeteneği kalmamasına rağmen hala inancı ve ruhu var. Asla pes etmedi, geri çekilmedi. Bitti diye düşünmedi. Takdir ettim. Ben bu savaşta Jaime'nin tarafındaydım elbette. Kazanacağını düşünmesem de büyük bir kayıp yaşamak da istemedim. Dany'i bir kez daha sevmedim ama uzun zaman sonra ilk defa izlemekten keyif aldım. Deli kralın kızı olduğunu gösterdi.
Broon oldukça büyük bir yere sahip bu bölüm, ejderhanın büyük yara almasına sebep oldu. Ölümüne sebep olmamıştır diye zannediyorum. Tam olarak anlayamadık oraları ama büyük bir darbe aldı.
Tyrion savaşı uzaktan izlerken eski ordusunun küle dönmesine üzüldüğü belliydi. Aynı zamanda Jaime, deli kıralın kızını savaş ortasında savunmasızca görünce saldırmaya kalkıştı,o esnada Tyrion'un "Kaç aptal, kaç aptal"diye söylenmesi çok etkileyiciydi ancak Dany'nin yavrusu buna izin vermedi elbette. Jaime'nin yanmasına da Broon izin veremezdi.
Ancak yine de Jaime esir düşecek gibi görünüyor. Gerçi Dany Jaime'yi esir etse bile Tyrion onu öldürmesine izin vermez o yönden biraz rahat içim. Yine de ortalık nasıl karışacak görmek için bir hafta beklememiz gerekiyor. Tabi bu bölüm olduğu gibi 5. bölümü sızdırmazlarsa :)
Genelde hep en önemli bulduğum veya çok etkilendiğim sahnelerden bahsediyorum. Burda bir değişiklik yapıcam çok gereksiz gördüğüm olmamasını dilediğim bir küçük sahneden bahsedicem. Evet bir çoğunuzun da hiç hoşuna gitmediği düşünüyorum. Missandei kraliçesine aşığıyla yaşadığı geceyi anlatıyor. İmalı bakışmalar, gülüşmeler inanılmaz saçma olmuş. Elbet bu yakınlığı gözümüze sokmalarının bir nedeni vardır. Yoksa gerçekten dizide iğreti duruyor.
Ben bu bölüme BA-YIL-DIM.
Uzun zamandır beklenen hareketlilik sonunda kendini gösterdi. Sezonun diğer bölümlerine kıyaslarsak- ki o bölümlerde gayet iyiydi bence-en iyisi diyebilirim.
En son kalbimin bu kadar çarptığı bölüm Hodor'u son gördüğümüz bölümdü.
O yüzden eğer izlemediyseniz beklentinizi yüksek tutmanızda hiçbir sakınca görmüyorum. Yalnız ben dizi sızdığında yani düşük kalitede izledim. İhanet etmiş gibi hissediyorum bu güzel bölüme ama elbette yüksek kalitede tekrar izledim.
Bir önceki bölüm yorumumda "Savaş sahneleri kısa tutuluyor ama sanırım onun sebebi de daha büyük savaşlar göreceğimizden. Umarım öyledir. " demiştim, bunun üzerine böyle bir savaş sahnesi beni çok tatmin etti açıkçası.
Artık bölüm değerlendirmesine geçebiliriz. İzlemediyseniz bundan sonraki kısımları okumayın lütfen, spoiler içermektedir.
Arya sonunda evine döndü. Sansa ile buluşma sahneleri Stark'ların en duygusuz buluşma sahnesiydi diyebilirim. (Sansa-Bran kavuşmasından bile duygusuzdu) Ama önemli olan bu değil, Arya'nın evine gelmesiydi. Elbette Bran ile de görüştü. Bran ona hançeri verdi ve listesindeki isimlerden haberi olduğunu söyledi. Sansa şok Sansa iptal. O Sansa yok mu o Sansa; Brienne ile Arya kılıçla savaşırken nasıl kıskandı fark etmişsinizdir umarım. Öldürecek kişilerinin listesini tutuyorum derken şaka yapmadığını görmüş oldu.
Jon, Dany'e ak gezenlerin gerçekten var olduğuna inandırmak için mağaraya götürdü. Duvarlarda Nights King'i görmüş olduk. Dany her bulduğu fırsatta diz çökmesini söylüyor Jon'a ama bence bu asla gerçekleşmeyecek. Bir çok kişi sahnenin sonunu görmediğimizi, orada Jon'un diz çökmüş olduğunu düşünüyor ama bence öyle bir şey gerçekleşmedi.
Mağaradan çıkışlarından bahsetmişken önemli bir noktayı da atlamayalım. Dany Jon'a ejderhasına binip Kızıl Kaleyi yakmak istediğini bunun hakkında ne düşündüğünü sordu. Jon da kaleleri eritip şehirleri yakmak için ejderhaları kullanırsa onlardan farkının kalmayacağını söyledi. Ancak Dany dinler mi dinlemedi tabi ki de.
Jon ile Theon Greyjoy bir araya geldi. Jon tahmin edildiği üzere yapıştı yakasına ve o her olayda zaten nasibini fazlasıyla alan, yaptıklarının cezasını en çok çeken adam bir darbe de ondan yiyecekti ki... Sansa'yı kurtarman olmasa bizzat gebertirdim dedi.
Gel gelelim bölümün savaş sahnesine. Bu kısma geçmeden önce söylemeliyim ki Game Of Thrones'un en güzel bölümleri arasında ilk 10 a rahatlıkla girer. Heyecanın bitmeden devam ettiği, açık ara görsel sunumun iyi işlendiği bir bölümdü.
Jaime eski savaşma yeteneği kalmamasına rağmen hala inancı ve ruhu var. Asla pes etmedi, geri çekilmedi. Bitti diye düşünmedi. Takdir ettim. Ben bu savaşta Jaime'nin tarafındaydım elbette. Kazanacağını düşünmesem de büyük bir kayıp yaşamak da istemedim. Dany'i bir kez daha sevmedim ama uzun zaman sonra ilk defa izlemekten keyif aldım. Deli kralın kızı olduğunu gösterdi.
Broon oldukça büyük bir yere sahip bu bölüm, ejderhanın büyük yara almasına sebep oldu. Ölümüne sebep olmamıştır diye zannediyorum. Tam olarak anlayamadık oraları ama büyük bir darbe aldı.
Tyrion savaşı uzaktan izlerken eski ordusunun küle dönmesine üzüldüğü belliydi. Aynı zamanda Jaime, deli kıralın kızını savaş ortasında savunmasızca görünce saldırmaya kalkıştı,o esnada Tyrion'un "Kaç aptal, kaç aptal"diye söylenmesi çok etkileyiciydi ancak Dany'nin yavrusu buna izin vermedi elbette. Jaime'nin yanmasına da Broon izin veremezdi.
Ancak yine de Jaime esir düşecek gibi görünüyor. Gerçi Dany Jaime'yi esir etse bile Tyrion onu öldürmesine izin vermez o yönden biraz rahat içim. Yine de ortalık nasıl karışacak görmek için bir hafta beklememiz gerekiyor. Tabi bu bölüm olduğu gibi 5. bölümü sızdırmazlarsa :)
Genelde hep en önemli bulduğum veya çok etkilendiğim sahnelerden bahsediyorum. Burda bir değişiklik yapıcam çok gereksiz gördüğüm olmamasını dilediğim bir küçük sahneden bahsedicem. Evet bir çoğunuzun da hiç hoşuna gitmediği düşünüyorum. Missandei kraliçesine aşığıyla yaşadığı geceyi anlatıyor. İmalı bakışmalar, gülüşmeler inanılmaz saçma olmuş. Elbet bu yakınlığı gözümüze sokmalarının bir nedeni vardır. Yoksa gerçekten dizide iğreti duruyor.
Yorumlar
Yorum Gönder